23 Nisan 2009 Perşembe

Resimli Şiirler 2


Resimli Şiirler










Yüreğimdeki Sevdama

"aLLah'ım niye ben" diyenLer için ibret verici kısa bi öykü..!!

“Niye Ben?” diyen herkes için

Brenda, yamaç tırmanışı yapmak isteyen genç bir kadındı. Bir gün cesaretini toplayarak bir grup tırmanışına katıldı.

Tırmanacakları yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik, büyük ve kayalık bir yamaç çıktı karşılarına. Tüm korkularına rağmen, Brenda azimliydi. Emniyet kemerini taktı, ipi yakaladı ve kayanın dik yüzüne tırmanmaya başladı.

Bir süre tırmandıktan sonra, nefeslenebileceği bir oyuk buldu. Orada asılı dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kişi dalgınlığa düşerek ipi gevşetiverdi. Aniden boşalan ip, hızla Brenda’nın gözüne çarparak lensinin düşmesine neden oldu.

Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse imkansızdı. Lens, yamacın ortasında bir yerlerde kalmıştı ve Brenda artık bulanık görüyordu. Ümitsizlik içinde Brenda, lensini bulması için Allah’a dua edebilirdi yalnızca... Ve içten içe düşünüp dua etmeye başladı. “Allah’ım! Sen bu anda buradaki tüm dağları görürsün. Bu dağlar üzerindeki her bir taşı ve yaprağı bildiğin gibi, benim lensimin yerini de biliyorsun. Onu bulmama yardım et.”

Patikalardan yürüyerek aşağı indiler. Aşağı indiklerinde, tırmanmak üzere oraya doğru gelen yeni bir grup gördüler. İçlerinden biri “Aranızda lens kaybeden var mı?” diye bağırdı.”

Brenda’nın sonradan öğrendiğine göre, lensi bir karınca taşıyordu ve karınca yürüdükçe yavaşça kayanın üzerinde hareket edip parlayan lens kızların dikkatini çekmişti.

Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl bulduklarını babasına anlatacak ve bir karikatürcü olan babası da ağzıyla lens taşıyan bir karınca resmi çizerek karıncanın üzerindeki baloncuğa şunları yazacaktı:

“Allah’ım! Bu nesneyi neden taşıdığımı bilemiyorum. Bunu yiyemem ve neredeyse taşıyamayacağım kadar ağır. Ama istediğin sadece bunu taşımamsa, senin için taşıyacağım...”

“BU YÜKÜ NİYE TAŞIYORUM” demeyin...

Allahim Bu gücü Bana Hep ver

Adam akşam iş çıkışı eve gitmek üzere yola çıktı.
İşyeri ile dolmuş duraklarının arası çokta uzak sayılmazdı.
Paltosunun cebinden bir sigara çıkardı yaktı.
Derin bir nefes çekti ve yürümeye başladı.
Akşam trafiği heryer karışık, sıkışıktı.Kısa bir zaman sonra dolmuş duraklarına vardı.
Köşede seyyar bir balık çı bağırıyordu .Hadi istavrit 500, istavrit 500. Adam düşündü akşama balık yemek iyi olurdu
Hem kızıda eşide çok severdi balığı.Kendide bayılırdı doğrusu
evde o sıcacık neşeli ortamda balık ziyafetine.
Kardeş ver bakalım dedi 1 kilo istavrit.Balıkçı beyim dedi;
1,5 olmazmı? Adam gülümsedi belki param yok dedi.
Balıkçı bunun üzerine canın sağolsun beyim dedi canın sağolsun .Balıkçı balıkları tartarken tezgaha adamın yanına yaşlı bir teyze geldi .Üzeri başı halini anlatırcasına eski , püsküydü.Evlat dedi banada balık alırmısın?
Tabi dedi teyzeciğim adama seslendi balıklar 3 kilo oldu bir bana 2 teyzeye tart bakalım.
Balıkçı balıkları poşetlere koyarken teyze dedi adam ekmeğin varmı senin. Yaşlı kadın sessiz kaldı önce sözler çıkmadı ağzından sanki bir an takıldı .. Yok evladım dedi zorda olsa
Adam dur dedi teyze az bekle .
Koştu adam bir çırpıda o yoğun trafiğin içinden sıyrıkdı markete girdi 4 tane ekmek aldı.
Aynı hızla geri döndü ekmekleride balıkları almış olan yaşlı teyzeye verdi. Sordu sonra teyzeciğim başka bir ihtiyacın varmı? Kadın elini yırtılmaya yüz tutmuş kimbilir kaç yıllık olan pardesösünün cebine attı adamın gözlerine baktı, utanıyordu, eziliyordu ve elinde olmadan bun u belli ediyordu.
Adam gülümsedi o ne teyzeciğim bir bakayım dedi.
Kadın cebinden bir ilaç şişesi çıkardı evladım dedi birde şu gözdamlam var dedi alamıyorum 2 ay oldu.
Ver dedi adam teyzecim sen az daha dur bakalım burada .
Tüm bunlar gerçekleşirken balıkçı şaşkın gözlerle olan biteni izliyordu ve duygulanıyor bir garip oluyordu.
Tezgahında her zaman ilişik duran tabureyi aldı otur dedi teyze o aslan parçası gelene kadar , kadın sağol evladım dedi oturdu.Eczaneye girdi adam bu ilaçtan varmı dedi ..
Eczacı evet efendim dedi raftan aynı şişeden bir ilaç aldı verdi.
Bu defa acele etmedi adam çünki karşıkaldırımdaki teyzenin balıkçının taburesinde oturduğunu görmüş rahatlamıştı.
İçinden ah be dedi ah yurdum insanı.
Verdi ilacı teyzeye bu defa sormadı ne var başka eksiğin diye elini cebine attı ne kadar parası varsa verdi yaşlı kadına
öptü elini bindirdi bir dolmuşa evine uğurladı .Kadın dua ediyordu adama ALLAH Razı olsun evladım diye ve ağlıyordu yanağından akan yaşlar o eski pardüsenin omuzlarına düşüyordu ama mutluydu.
Adam tam dolmuşa yönelecekken durdu ve balıkçıyla gözgöze geldiler. Bu olaylar olurken balıkların parasını vermeyi unuttmuş dahası tüm parasını yaşlı kadına vermişti.
Balıkçı gülümsedi hadi abi uğurlar olsun.
Konuşmaya gerek yoktu durum meydandaydı, konuşmadan anlaştılar.
İyi akşamlar diledi adam dolmuşa yönelirken güleç bir yüzle ,bir kaç adım daha attı yine durdu.
Cebinde ne dolmuşa binecek ne eve ekmek alacak parası vardı. Düşündü şükretti haline zaten şunun şurası evide en fazla yaya olarak 30 dk tutardı.Hafiften bir yağmur ciselemeye başlamıştı. Sakin adımları hızlandı , hızlandı, hızlandı.Köşedeki telefon kulübesinin önünde durdu .Cüzdanından pek fazla kontörü kalmamış telefon kartını çıkardı , Çevirdi tuşları kızı çıktı karşısına hadi babacığım neredesin diyordu meraklı meraklı.
Adam yavrum dedi geliyorum annene söyle bu akşam balık yiyeceğiz.Kız olur babacığım dedi hadi çabuk gel.
Adam tekrar eve yöneldi yağmurda artmıştı.
Sıkı sıkı tuttu balık poşetini ,bir eliyle rüzgarda uçuşan paltosunun yakasını kavradı yürüdü ,yürüdü.
Durdu yine kafasını göğe kaldırdı ALLAH'ım dedi sana şükürler olsun.
Ne olur Bana bu gücü hep ver diye dua ederken, duygulandı , mahsunlaştı, yanağından akan yaşlar caddelerde akıp giden yağmura karıştı.......

►►► Göz Yaşlarınıza Bogulmayın Sakın ◄◄◄

Bir zamanlar birbirlerine asik iki genc vardi.

Kizin adi Tispe delikanlininki ise Piremus idi. Bunlar yanyana evlerde otururlardi.Birlikte büyüdüler ve çocukluklarindan beri birbirlerine karsi ask beslerlerdi.

Fakat aileleri görüşmelerini istemez birbirlerine uygun olmadiklarini düşünülerdi.

Oysa onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardi. Ä°ki evin arasinda gizli bir catlak vardi aileleri bunu bilmezler onlarda geceleri burda bulusur o aradan
birbirlerine seslerini duyurur asklarini dile getirirlerdi.

Bir gece ormandaki agacin altinda bulusmaya karar verdiler.
Tispe agaca Piremus dan önce varmisti.
Gittiginde avini yeni yemis, agzindan kanlar akan kocaman bir aslanla
karsi karsiya geldi.

Korkarak bi magaraya dogru koşmaya basladi. Farkında olmadan yolda boynundaki esarpini düşürmüştü.

O sirada Piremus geldi.

Gördükleri karsisinda donup kalmisti. Kocaman aslan agzinda
kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tispe nin esarpini parcaliyordu..

O an aklina gelen ilk ve tek sey aslani Tispe yi oldurerek yedigiydi.
Tispesiz yasayamazdi. Aklindan gecen sadece aski ugruna canina kiymakti.Belinden hançerini çikardi ve gögsüne sapladi.

Kanlar icinde cansiz bedeni yere dustu.

Tispe ise korkusunu bi kenara atip bir an once askini gormek icin magaradan cikmaya karar vermisti.

Agacin altina geldiginde o korkunc sahneyle yuzlesti.

Piremus un cansiz vucudu yerdeydi ve elinde Tispenin dusurdugu esarpini tutuyordu.

Ilk once genc kiz olanlar karsisinda aglamaktan hicbir seyi anlayamamisti. Ama esarpi ve uzaklasan aslani gorunce anladi. Bi an magarada dusundugu o korkunc sey basina gelmisti. Ve onun öldügünü dusunen Piremus aski ugruna canina kiymisti.

Tispe bir an bile dusunnmeden hanceri aldi ve gogsune geçirdi..

Onlarin aski ölesiye bir askti ve ölüm bile onlari ayiramazdi.

Eger Piremus aski ugruna ölümü göze aldiysa o da hic cekinmeden canina kiyabilirdi ve hanceri sapladi.

Birden vucudu Piremusun bendeninin ustune yigildi.

O anda tanrilar bu yuce aski ölümsüzlestirmek istediler ve bu çiftin üstünde duran agaci onlarin aşkına adadilar.

Piremusun kanini bu agacin meyvelerine,
Tispenin gözyaslarini ise agacin yapraklarina verdiler.

O günden beri kara dut agacinin meyvesinin çıkmayan lekesini,(Piremusun kan lekesini), dut agacinin yapraklari,(Tispenin gözyaslari) temizler..

Bilirmisiniz; dut agacinin meyvesinin lekesi cikmaz ama elinize agacin yapragini alir avusturursaniz lekenin gittigini goreceksiniz !

AŞk Nedİr ? Gelİn ÖĞretelİm !

Öncelikle konuma değişik bi üslupla anlatıma geçeyım halk dilinde anlatayım cunku ben halkım diğer dilde nası anlatcam bilmiom nese geciom halk diline

Aşk nedir ?
Aşk iki insanın duygusal bir bağıdır bunu bilmeyenimiz yoktur dimi ? ama insanlar duwara kafa atıncada duwarla bi duygusal bağ kuruyor ve canı acıyor yanı bir sürü duygusal bag war, yanı bizim hatamız burda, biz kızla bi erkek bişi hissettiginde hemen aşk oluweriyor bu hissin neo ldugunu bilmeden aşk aşk die tuttuyor daha sonra kötü olunca işin sonu aşk yoktur diorlar ilginc bi yaklasım Aşk kısa süreli bişidir. örnek olarak aşkı kesin ve net somut delillerle açıklamak gerekirse..

AŞK BİR KURT BOCEGİ GİBİDİR. KURT KELEBEGE AŞIK OLUR, KELEBEK OLMAK İCİN KOZA YAPAR SABIRLA BEKLER ELİNİ UZATIR KEBELEGE, GÜNLER GEÇER HAFTALAR GEÇER VE KOZA KELEBEK OLUR, AŞK İNSANLARDA KOZA HALİDİR, SEVDİGİNE ULAŞMAK İCİN BEKLEDİGİ, O ARALIK AŞKDIR, KURT BOCEGİNİN KELEBEK OLABİLMEK İCİN BEKLEDİGİ ZAMAN DİLİMİNE İNSANLARDA AŞKDIR.

Peki diyeceksiniz leyla ile mecnun kerem ile aslının Romeo ve Julietin aşkı ? cok uzun sürdü onların aşkı dikkat edersenız hıc biri kavuşamadı cunku aşk kavuşunca Bir kozanın evrim geçirerek kelebek olması gibi kavuşamayınca aşkda havada kalıyor, yanı bir insan birine aşık olunca o aşkına kavuşunca, aşk evrim geçirip sonsuz sevgi halini alıyor, ama bunları birbirine karıştırırsanız sonuc hüsranla bitiyor .. örnek olarak genç insanlarımızdan aşk kesitlerini inceleyelim..

BenimLe cıkarmısın mevzusu =?

bu mevzu cok saçmadı neden mi cunku nedir çıkmak öğrenelim

Anne : - Oğlum şu kovayı alda eve ÇIK !
X kIz : - Hakan bugun dışarı cıkaLımmı ?
X kIz : - Hakan bugun sole bi gezi turuna cıkalım.

gördügünüz gibi çıkmak olayı budur ve hepsi cıkdıkdan sonra bitme üzerine kurulu cıkma felsefesi budur. bu cıkma olayını insanlar üzerine uyarlarsak ..

Erkek : X benımle cıkarmısın ?
Kız : Tamam cıkalım nereye ?
Erkek : kalbime ?
Kız : Ei fark etmes cıkaLaım bakalım nolacak
Erkek : yoq sen benı sarmadın inelim !
Kız : Bumuydu aşkın ibn3e !
Erkek : ne aşkı ben sadece cıkma teklif ettim
Kız : Allah belanı wersin !

Şimdi insanların aşk zannettigi seyide gördük aşkı simdi anladıgımıza göre size bir kac ipucu daha wereyım .. Burası cok önemli bi konudur.

Kız yada Erkek arkadaşınız bir İnsanmı ?

Evt bu soruya evt insan cevabından baska cwp yoktur ozaman sunları okuyalım sonra ona göre tavır alalım, siz sevdiklerinizin kusursuz olmasını istiyorsunuz hatalarınızı yüzlerine wuruyorsunuz değiştirmeye calisiyorsunuz yada ona benzer canlarını yakacak üzecek seyler yapıyorsunuz, ama sunu unutmayalım ki insan hata yapar bu dunyaya insan hata yapmak icin gelmiştir, yanı hatalara kanıp hatasını anlayıp tekrar yapmamak icin yada hataya kanmadan daha onceden olayı kavrayıp hataları anlamak icin gelmiştir. yanı anlıyacagını kız arkadasınız yada erkek arkadasınız bir insan olduguna gore hata yapınca neden cok kızıyorsunuz ki sizde ondan birisiniz sizde yüzlerce hata yapıyorsunuz hata yapınca ayrıLmak neden, madem ki cok seviyorsunuz mademki ortada sevgi war neden hatalarını kabul etmiyorsunuz ? neden hatalarının düzelmesi icin urasmıyorsunuzda yüzüne soyluyosunuz bi hatayı birinin yüzüne solayınca o hata düzelmez ki ? aksine dahada artar ! yanı uzun lafın kısası karşınızdaki bi insan, yanı hata yapmak icin gelmiş birisi belKi arkadasınız hatalara cabuk kanacak birsi neden ona baston gibi olmuyorsunuz su lafımı unutmayın "HİC BİR İNSAN MÜKEMMEL DEĞİLDİR, ARKADAŞ DEDİGİN ONU MÜKEMMELİGE CIKARTACAK KİŞİDİR" yani sevdiginiz hata yapıyorsa neden ona baston deynegi olmuyorsunuz neden kanatlarınızın altına almıyorsunuzda neden bırakıyorsunuz bole sacmalıklara kanmayalım arkadaslar bunlar seytanın oynadıgı ufak hileler ..

Mutluluklar ..
MaviEjder / Hakan BULUT / Sakarya

Sayyac

Sayyac